Kemal Sunal, Müjde Ar, Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda gibi Yeşilçam’ın en önemli oyuncularını bir araya getiren, senaryosu Yavuz Turgul’a ait Tosun Paşa filmi, Kartal Tibet’in yönetmenliğinde 1976 yılında çekildi.
Tosun Paşa filmi, 1800’lerde Osmanlı yönetiminde olan Mısır’daki birbirlerine ezelden beri düşman Tellioğulları ve Seferoğulları adlı iki ailenin, İskenderiye’nin en değerli vahası Yeşil Vadi’yi almak için verdikleri mücadeleyi anlatır. Vadiyi ilk kimin dedesi görmüştür bilemeyiz; ancak olağanüstü güzellikte olan Yeşil Vadi, aileler arasında her şeyin göze alınabildiği büyük bir meseleye dönüşür. Tellioğlu ailesi de Seferoğlu ailesi de kolay kolay yenilgiyi kabul etmez. Kartal Tibet’in ilk yönetmenlik, Yavuz Turgul’un ise ilk senaristlik deneyimi olan Tosun Paşa filmini Arzu Film’in Youtube kanalından izleyebilirsiniz.
Komedinin ilmek ilmek dokunduğu, özellikle de “Tutmayın küçük enişteyi! Salıverin gitsin” repliği ile akıllara kazınan Tosun Paşa, yıllar geçse, nesiller değişse de 44 yıldır hâlâ izleyicisini tatmin edebiliyor. Halen yeri değişmeyen, en sevdiğimiz filmlerden biri olan Tosun Paşa replikleri
Akil: Kaç defa söyledim Tellioğulları geç kalkmaz. Düşmanımız Seferoğulları bile çoktan kalkmıştır.
Lütfü: Seeen! Yatıyorsun ha?
Şaban: Yok canım.
Lütfü: Evet, yatıyorsun!
Şaban: Yatışımda bir tuhaflık mı var?
Lütfü: Hem de babamın yatağında ha?
Şaban: Bir mahsuru mu var?
Lütfü: Babamın yatağı.
Şaban: Ben de ananın yatağı demedim ki!
Akil: Su uyur Seferoğulları uyumaz.
Şaban: Evet, tencere yuvarlanmış, … seninki benden kara!
Lütfü: Hani ulan su? Ben sana evde su küpünü al demedim mi?
Şaban: Küpü al dedin, aldım, içine su koy demedin ki.
Şaban: Lütfü Bey, Lütfü Ağa, hani develer vardı ya…
Lütfü: Evet.
Şaban: Nerde?
Lütfü: Nerde?
Şaban: İşte ben de onu soruyorum, nerde?
Lütfü: Yoksa kaçtılar mı?
Şaban: Eğer benim eşeğe uydularsa kaçmış olabilirler…
Enişte: Bırakın, bırakın tutmayın beni!
Şaban: Tutmayın küçük enişteyi! Salıverin gitsin.
Lütfü: Buldum, buldum Tosun Paşa’yı!
Şaban: Tabii ya, ben de paşayım, sen de paşasın. Gel öpiyim canım benim. Hadi siz de paşa olun, herkes paşa olsun. Vah zavallı sapıttı.
Lütfü: Sen bundan sonra Tosun Paşa’sın.
Şaban: Paşalık iyi de, ben bu Tosun adını sevmedim. Bana bak, Tosun yerine Kamil Paşa olmaz mı?
Lütfü: Paşa olmak öyle kolay değil!
Şaban: Yok canım.
Lütfü: Paşa dediğin sert bakışlı, dik, mağrur, yiğit, atılgandır. Gözleri ateş saçar!
Şaban: Lütfü Bey, ben hepsini yapıyorum da gözlerimden ateş çıkartamıyorum. O nasıl oluyor acaba?
Lütfü: Tosun Paşa benim.
Şaban: Yahu gene mi vazgeçtin? Hani Tosun Paşa bendim?
Lütfü: Şimdi benim.
Şaban: Yok arkadaş, ben sevmedim bu paşa oyununu. Ben gene Şaban olacam.
Lütfü: Olmaz, olmaz! Şaban yok artık, Şaban öldü.
Şaban: Yok canım. Ne zaman öldüm? Vah vah… Ben çok iyi adamdım yaa…
Şaban: Zekiye kız bu ne?
Zekiye: Kahve.
Şaban: Teessüf ederim. Ben size böyle mi kahve yapıyordum? Hani bunun köpüğü?
Şaban: Ne diyecektim?
Lütfü: Merhaba.
Şaban: Merhaba Lütfücüğüm, nasılsın? Ama askerlere ne diyecektim?
Lütfü: Merhaba ulan merhaba!
Şaban: Ha anladım. Merhaba ulan askerler!
Lütfü: Bana karşı göstermiş olduğunuz…
Şaban: Bana karşı göstermiş olduğunuz… Ne gösterdiler?
Lütfü: Öyle değil.
Şaban: Öyle değil!
Lütfü: Sersem herif! Bana karşı göstermiş olduğunuz ilgiden…
Şaban: Sersem herifler! Bana karşı göstermiş olduğunuz ilgiden…
Lütfü: Kes artık rezil olduk!
Şaban: Kesin artık rezil oldunuz!
Lütfü: Allah belanı versin!
Şaban: Allah belanızı versin, eşşoğlu eşekler, bir sürü namussuz, ırz düşmanları, hayvanoğlu hayvanlar… Öff yeter be, artık içelim. Çok iyi konuştum ama!
Lütfü: Çabuk kalk, Leyla gidiyor!
Şaban: Nereye gidiyor?
Lütfü: Elden gidiyor! Sen burda yatarken Suphi Leyla’nın gönlünü çalıyor. Kız elden gidiyor!
Şaban: Hırhız Suphi!
Lütfü: Leyla ile konuş, beni methet, öyle şeyler söyle ki bana aşık olsun.
Şaban: Sana mı?
Lütfü: Evet bana.
Şaban: Du bi bakim… Kalk ayağa, alıcı gözüyle bi bakim… Yahu bu hıyar surata kızı aşık etmek çok zor; ama bi deniyeecem.
Şaban: Leyla Hanım, bizim bu Lütfü var ya…
Leyla: Evet paşa.
Şaban: O galiba size şey yapmak istiyor. Du bakim ne yapacaktı… Bırak canım Lütfü itini. Zaten hiç sevmem, hıyarın tekidir.
Şaban: Valla ben de anlamadım. Ama sizi görünce kalbim güp güp atıyor.
Leyla: Aman efendim.
Şaban: Sizce bu bir aşk mıdır?
Aşk kalbimi yakan bir volkan gibidir.
En sevdiğim tatlı kazandibidir.
Leyla sev beni, sokma müşküle,
Seninle kaşık atalım iki tabak keşküle…
Daver Bey: Siz kendiniz bir güreş tutsanız da, şu meydanlar bir titrese?
Şaban: Titretmesem olmaz mı?
Şaban: Yahu bu herif beni yer!
Lütfü: Hiç korkma, yalnız kaz kanadına dikkat et.
Şaban: Neyine dikkat edecem?
Lütfü: Kaz kanadına oğlum!
Şaban: Aaa, Suphi’nin kanadı mı var? Suphi oğlum kanadın nerde?
Şaban: Seni kim paşa yaptı İbrahim Bey?
Gerçek Tosun Paşa: Sayenizde oldum paşam.
Şaban: İbraam, yoksa sen Seferoğulları’nın paşası mısın?
Gerçek Tosun Paşa: Tosun Paşam, bu Daver Bey nasıl bir adam?
Şaban: Valla bana biraz hıyar gibi geliyo.
Gerçek Tosun Paşa: Sizce gözü yukarlarda mı?
Şaban: Yoo, gözleri son derece normaldir.
Gerçek Tosun Paşa: Herkes duysun bilsin ki hakiki Tosun Paşa benim!
Daver Bey: Peki, bu kim?
Şaban: Sahi ben kimim Tosuncum? Yoksa şimdi ben İbo Paşa mı oldum?