1916 yılında Albert Einstein tarafından yayınlanan genel görelilik kuramı, belli kütleye sahip cisimlerin birbirlerine bir çekim kuvveti uyguladığını ortaya koydu. Bu kurama göre iki cismi birbirlerine çeken güç, cisimlerin kütleleri ve aralarındaki mesafeyle doğrudan bağlantılı.
Dünya çekirdeği bizleri kendisine doğru çeker, aynı zamanda biz de dünyayı kendimize doğru çekeriz. Kütlesi devasa büyüklükte olan Dünya bizim çekimimizi neredeyse hissetmiyorken, bizler çok daha düşük kütleli olmamızdan ötürü Dünya’nın çekim alanının etkisinde kalıyoruz. Kamyon ve aracın birbirini çekmesi durumunda, kamyonun üstün geleceğini bilirsiniz. Tamamen aynı mantık.
Görelilik teorisi uzay, kütle, zaman, kütle çekimi ve enerji gibi kavramlara olan bakış açısını tamamen değiştirdi. İşte kısaca teorinin ortaya sürdüğü bazı düşünceler;
Bu formüle göre enerji, belli bir kütlenin ışık hızının karesiyle çarpılmasına eşit. Süpernova gibi yüksek şiddetli patlamalarda ortaya çıkan devasa enerjinin sebebi de tam olarak bu.
Einstein’ın görelilik kuramından önce, kütle hareketlerini incelemek için kullanılan referans çoğunlukla Newton’un yasalarıydı. Newton ne diyordu hemen hatırlayalım; elmanın ağaçtan düşmesine sebep olan çekim (yerçekimi) kuvveti, Dünya’nın Güneş yörüngesinde hareket etmesini sağlayan kuvvetle benzer bir kuvvetti. Aralarında olan çekim sonucu tüm bunlar gerçekleşiyordu.
Yaşadığı dönemde imkanları nispeten kısıtlı olan Newton, kütleçekimle ilgili sadece bunları söylemişti. Çok ayrıntılarına inmesi mümkün olmadı.
Einstein, görelilik ve uzay-zaman düşüncesinin temelleri David Hume’un “İnsan Doğası Üzerine Bir İnceleme” eseriyle de bağlantılıydı. Hume’da Einstein gibi, zaman ile nesnelerin hareketlerinin birbiriyle bağlantılı olduğu düşüncesindeydi. Bununla birlikte bilimsel deneylerde kanıtın asıl olduğunun ve mantığın tek başına yetersiz olduğu kanısındaydı.
Ayrıca Hume’un çalışmalarına yönelik Einstein birçok kez, “David Hume’un yaptığı çalışmalar olmasa, büyük ihtimalle göreliliğin çözümünü yapamayacaktım.” benzeri ifadeler kullanmıştır.